Ingun Prüfmitte Gmbh'nin faaliyet alanından kısaca bahsedebilir misiniz?
1971 yılından günümüze, INGUN Prüfmittelbau GmbH, test ekipmanları üzerine yenilikçi ürünler ve gelişmiş test stratejileri sunan güvenilir bir ortak olmuştur. INGUN, bireysel test görevleri üzerine test probları ve test fikstürlerinde rakipsiz bir ürün yelpazesine sahiptir. Şirket her iki ürün alanında da özelleştirilmiş test çözümleri konusunda uzmanlaşıp kendi alanında güçlü bir marka üretmiştir. Yılların getirdiği deneyimle Ingun,test ekipmanları alanında , her test gereksinimi karşılayacak şekilde uygun test çözümleri sunmaktadır.
WIN Eurasia Automation Fuarı INGUN açısından nasıl geçiyor? Oldukça güzel geçtiğini söyleyebilirim ancak son iki fuara baktığımızda daha fazla üretici firma katılımına ihtiyaç olduğunu gözlemledik. INGUN gibi üretici firmaların burada daha çok olması gerektiğini düşünüyorum. Bu yıl organizasyonel bir takım sıkıntıları gözlemliyoruz belki de daha önceki fuarlarda çok daha iyisini gördüğümüz için bugünkü durumu bize az geliyordur. Fakat genel anlamda toparlarsak sektörel düzeydeki en iyi fuarında olduğumuzu, ziyaretçi ve katılımcı sayısı ve kalitesinden memnun kaldığımızı söyleyebilirim. 2017 yılında INGUN olarak Türkiye piyasasından beklentiniz nedir? Ingun Prüfmittelbau GmbH'ın Türkiye Ofisi 2015 yılının sonunda faaliyete geçti. 2016 yılı da bizim açımızdan oldukça başarılı geçti. Haliyle bu durum, bu yıla güvenle bakmamıza ve daha emin adımlarla ilerlememize olanak sağladı. Hedeflerimizi yükselttik ve son sürat ilerliyoruz. Şuanda kaba taslak ikinci ayımızı bitirdiğimizi düşünürsek biz ve Almanya yönetimimiz olarak herşeyin bizim açımızdan olumlu olduğunu görüyoruz. Bu noktada tam anlamıyla olarak olumsuz demeyeyim ama zihinlerde yatırım anlamında soru işareti oluşturan bir referandurum sürecine girmiş bulunuyoruz. Sonucundan bağımsız olarak söylüyorum, sebebini tam olarak bilememekle birlikte birçok firmanın yatırımlarını beklemeye aldıklarını görüyoruz. Bunun yanı sıra döviz dalgalanmalarının kestirilememesi biraz soru işareti oluştursa da, 2017 yılını hedeflerimizi gerçekleştirebileceğimiz bir yıl olarak görüyoruz. Türkiye enerji sektöründe mevcut konumu ve potansiyeli arasında nasıl bir ilişkiden bahsedebiliriz? Türkiye'de biz ve benzeri firmaların potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu ancak döviz kurlarındaki dalgalanmaların bizi en çok etkileyen faktör olduğunu söyleyebilirim. Ürüne verdiğiniz teklif teknik anlamda müşterinizi talebini karşılasa da mevcut yüksek €/TL paritesi sebebiyle geri adım atabiliyor. Elektrik ve elektronik ürünlerin ülkemizde çok daha yüksek adetlerde üretilebileceğimizi düşünüyorum. Türkiye'de yatırım fikri sizin açınızdan ne kadar teşvik edici? Çok olumlu! Her Türk vatandaşının bu topraklarda yatırım fikrini benimsemesi ve bunu herkese anlatması lazım. Ülkemiz birçok ülke ekonomisiyle kıyaslandığı zaman kalitesini ortaya koyan, üretimde çok çeşitli ürün yelpazelerine yanıt verebilecek bir ülke. Şayet yeni tasarlanan bir ürüne satılabilecek uygun pazarın bulunması noktasında biraz daha çalışma yapabilirsek çok daha başarılı olacağımızı düşünüyorum. INGUN olarak biz ilk etapta pazarı ve sonrasında bu pazar içinde biz neler yapabiliriz; bunu görmek istiyoruz. Tabi şu an dünyada siyasi ve finansal dalgalanmalar hakikaten insanları ve bizleri de karar alma noktasında frene bastırsa da; firmamızın ülkemize yatırım konusundaki görüşleri ilk günkü olduğu gibi bu günde çok pozitif.
Avrupa'da Türk ürünlerini bekleyen fırsatlar ve zorluklar nelerdir? Ayrıca bu ülkelerdeki karakteristik anlamdaki güçlü ve zayıf yönlerimiz nelerdir?
En güçlü yönümüzün üretim kalitemiz olduğunu düşünüyorum ve bu kaliteyi görece düşük işçilik maliyetleriyle sağlıyoruz. Son yıllardaki en büyük handikapımız, Kuzey Afrika ülkelerinde işçilik maliyetlerinin bizden çok az olması. Özellikle Fas, Cezayir ve Tunus'ta çok kapsamlı ve güçlü tesislere yatırım yapılıyor. Bu durum Türkiye'nin sektördeki gücünü kırabilir.
Türk Endüstriyel elektrik sektörünün markalaşma becerisini nasıl değerlendirirsiniz?
Kesinlikle olumlu yönde ilerliyoruz. 35 yaşındayım, 13 yıldır bu sektörde hizmet veriyorum. Başladığım gündeki marka değerimizle bugünkü arasında ciddi bir gelişim söz konusu. Özellikle patent başvurularında çok bilinçlendiğimizi görüyorum. Bu konularda özel olarak çalışan hukuk büroları var. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın bağlı Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde de çok güzel çalışmalar mevcut. Bunlar elbetteki çok güzel gelişmeler ama daha almamız gereken çok yol var.
Dış ticaret ve finansal diplomaside rekabet gücümüz ülkemizin dış politikasından ne ölçüde etkilenmekte?
%100 Alman firması olan INGUN'un Türkiye Ülke Müdürü olarak gururla şunları söyleyebilirim ki kendi firmam ve yönetimi açısından hiçbir sıkıntı yaşamamaktayım. Gerek ülkemizi iyi anlatmamızdan gerek onların Türkiye'ye karşı olumsuz tavırlarının olmamasından ve de beraber iş yaptığımız kişilerin kalitesinden bu tarz süreçleri sorunsuz atlatıyoruz. Fakat yine de sektörel sıkıntılar maalesef devam ediyor. Bu fuarda bile baktığımız zaman son günlerdeki Hollanda ile yaşanan krizden dolayı son anda Avrupalı şirketlerin %25 oranında katılım iptali kararı aldığını görüyoruz. INGUN olarak her yıl Alman pavilyonunda katılım gösterirdik; bu yıl yerel firmaların bulunduğu salonlarda olmak istedik ve açıkçası ilk başta hata mı yaptık diye düşünürken Alman pavilyonunun bu yıl bomboş olduğunu gördük. Bunu sebebi elbette küresel siyasi dalgalanmalarına dayalı. Bugün baktığımız zaman dünyanın hiçbir yeri güvenli değil. Umarım en kısa zamanda dünyanın her yeri tekrar güvenli bir şekilde yaşanabilir duruma gelir ve ülke ekonomilerinin gördüğü zarar sona erer.
Küresel piyasa etiği oturmuş durumda mı yoksa halen üretici firmanın menşei rekabeti etkileyen faktörlerden biri mi?
Kesinlikle etkilediğini söyleyebilirim. Biz bir Alman menşeili firma olarak ilk bakışta çok pahalı algısıyla karşı karşıya kalıyoruz; günün sonunda o duvarları yıkmayı başarıyoruz ama bunun bir süre aldığını söyleyebilirim. Diğer bir örnek olarak, Çin'in her zaman çok kalitesiz olduğu düşünülür ama Çin'den kaliteyi aldığınız zaman aslında ucuz olmadığı da görülür. Rekabet sürecinde bizi en çok etkileyen faktörlerden birinin bu önyargılar olduğunu söyleyebilirim. Bu tarz kıyasları tecrübe edenler arttıkça bu önyargıları pratikte kırmaya ve yavaş yavaş bu sorunu çözmeye başladık.
Türk iş adamlarında belirlediğiniz bir ortak bir karakteristik özellik var mı?
Türk iş adamları en mükemmeli en düşük fiyata almak istiyor. Pazarlık kültürü, bazı noktalarda son karar verildikten sonra; son bir indirim talebini doğurabiliyor. Fakat güzel nokta şu ki, kültür olarak genel anlamda herkese iyi niyetimizle yaklaşıyoruz; insanları, sohbeti özellikle yabancılarla sohbeti çok seviyoruz ve karşılıklı anlaşılan her hususa son noktasına kadar riayet ediyoruz.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Türk gençliği olarak hepimizin çok çalışkan olması lazım. Ülkemize bizlerin gayretiyle girdi sağlayabileceğimiz çok güçlü bir potansiyel var. Yeter ki, biraz daha isteyelim; çalışmaktan yorulmayalım.
