ENERJİ TASARRUFU “ENERJİYİ AZ KULLANMAK” DEMEK DEĞİLDİR

0
1007
Prof. Dr. Emre Alkin

Üretilen enerjinin yaklaşık %40’ı evlerde kullanılırken, bu oranın %80’i ise ısıtma ve soğutma için harcanıyor. Ev içerisinde bulunan ısının kaybı ise içerideki sıcaklığı arttırmaya yol açıyor. İklim değişikliğine etkilerinin yanı sıra tüketicilerin bütçesini de etkileyen enerji kaybına karşı alınacak önlemlerden birisi de enerji tasarrufudur.

Enerji tasarrufunun toplum tarafından enerjiyi az kullanmak şeklinde yorumlandığını söyleyen VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin; Enerji tasarrufu ile amacımız, daha az enerji kullanıp mekanları zayıf bir iklimlendirmeye maruz bırakmak değil, aksine daha az enerji tüketerek aynı randımanı hatta daha güçlü bir randımanı sağlayarak ülke ekonomisine katkıda bulunmaktır. Enerji faturası sebebiyle büyüyen cari açık hem döviz kurları üzerinde hem de tasarruflarımızın üzerinde büyük bir baskı uygulamakta olduğundan dolayı enerji verimli kullanmak adına atılan her adımın bu baskıları hafifleteceğini düşünmek sadece bilimsel değil aynı zamanda pratik bir gerçektir.”

İklim değişikliği, yalnızca ülkemizi değil tüm dünyayı etkileyecek küresel bir sorundur. Küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği nedeniyle, yaz aylarında sel felaketi yaşatacak kadar yağmur yapmasına kış aylarında susuzluk sinyallerinin ortaya çıkmasına kadar pek çok olumsuz etkisi ile günlük hayatımızı etkiliyor. İklim değişikliği, günlük yaşantımızda yiyecek, su, şehir altyapıları, enerji kaynakları, hava durumu gibi alanları etkilemeye başlıyor.

ENERJİ TASARRUFU İLE

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE KARŞI MÜCADELE

İklim değişikliğine karşı toplumsal önlemler alırken bir yandan da bireysel önlemler almak büyük önem taşıyor. İklim değişikliğine karşı alınabilecek en büyük önlemlerden birisi de enerji tasarrufu konusudur. Ev ya da iş yerinde alınacak önlemler ile enerji tasarrufu yapılabilir, iklim değişikliği ile mücadele edilebilir.

ENERJİ KAYIPLARI

TÜKETİCİNİN CEBİNİ BOŞALTIYOR

Enerji kayıplarının iklim değişikliğine etkilerinin yanı sıra tüketicilerin bütçesini de etkilediğini belirten VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin; “Havaların soğuması ile birlikte tüm ülke halkının tükettiği enerji kullanımına bağlı faturalarda da artış gözleniyor. Özellikle mart ayında Türkiye’de ilk kez tanıştığımız koronavirüs salgınının önümüzdeki kış aylarında da devam edeceği tahmin edilirken, ev içerisinde geçireceğimiz sürelerde artıyor. Bu durumda tüketicilerin elektrik ve doğalgaz faturaları artmaya devam ediyor. Çünkü bu iki ürün de dövize endeksli. Döviz yükseldikçe elektrik ve doğalgazın da fiyatı artıyor. Geçen yılın aynı dönemine göre elektrik ve doğalgaz fiyatlarında yüzde 30’dan fazla artış var.”

EVİN İÇİNİ SICAK TUTMANIN YOLU

ISIYI KORUMAKTAN GEÇER

Enerji tasarrufu konusunda bireysel olarak yapılacak ısı yalıtımı uygulaması ile tüketicilerin hem bütçelerini hem de doğayı koruyabileceklerini belirten VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin; “Tüketiciler hem bütçelerini hem de ev içi ısısını koruması için mutlaka ısı yalıtımı uygulaması yaptırması gerekiyor.  Çünkü üretilen enerjinin yaklaşık %40’ı evlerde kullanılırken, bu oranın %80’i ise ısıtma ve soğutma için harcanıyor. Ev içerisinde bulunan ısının kaybı ise içerideki sıcaklığı arttırmaya yol açıyor. Ancak ev içi ısıyı yüksek tutmanın yolu sıcaklığı arttırmaktan değil evdeki ısıyı korumaktan geçer. Artan doğalgaz faturalarını dengeleyebilmek için tüketicilerin yaşam alanlarına ısı yalıtımı yaparak enerji verimli hale getirmeleri mümkün. Özellikle konutlarda tüketilen enerjinin tasarrufu için yapılacak ısı yalıtım uygulaması hem tüketici hem de ülkemizin ekonomisine olumlu etki ediyor. Avrupa Birliği standartlarında gerçekleştirilecek doğru enerji tasarrufu uygulamaları ile ülkemizde bulunan toplam 21 milyon konutta, ülke olarak yıllık yaklaşık 7 milyar dolar tasarruf elde etme fırsatı vardır. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın ‘Tercihini Verimlilikten Yana Kullan Hem Sen Kazan Hem Türkiye Kazansın’ kampanyasındaki veriler de doğru uygulamalarla hane halkının yüksek oranlarda tasarruf edebileceğini net olarak ortaya koyuyor” diye konuştu.

ENERJİ KİMLİK BELGESİ İLE

TASARRUF UYGULAMALARI ARTIŞ GÖSTERECEK

Kamu binaları, üretim tesisleri gibi binalar haricinde, Türkiye’de 2019 yılında yapılan araştırma sonucu yaklaşık 22 milyona yakın konut bulunduğunu belirten Prof. Dr. Emre Alkin, enerji tasarrufu konusunda kentsel dönüşümün fırsat olabileceğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü; “Son yıllarda inşaat sektöründe gözlenen artış ile birlikte enerji tasarrufu yapılan Enerji Kimlik Belgesi (EKB) olan binalar üretilirken, hala enerji tasarrufu uygulamalarının olmadığı binalarda bulunuyor. Bu durum hem tüketici hem de ülke ekonomisini olumsuz etkiliyor. Enerji tasarruf uygulamaları için binaların ısı yalıtımına sahip olması büyük önem taşıyor. Ülkemizde yapılan kentsel dönüşüm ise enerji tasarrufu uygulamasının binalarda yaygınlaşması için fırsat niteliği taşıyor. Yalnızca Türkiye’de 20 yıllık bir zaman diliminde yaklaşık 14 milyon konutun, kentsel dönüşüm kapsamında değerlendirilmesi planlanıyor. Kentsel dönüşüm uygulamaları pek çok farklı yöntem ile gerçekleştiriliyor. Yeniden üretim yapılan uygulama kapsamında yeni yapılacak binaların Enerji Kimlik Belge alma zorunluluğu ve TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Standardı kriterlerine uyumlu yapılması gerektiğinden dolayı mutlaka enerji tasarrufu tedbirlerine göre projelerin tamamlanması gerekiyor.”