Şalt Malzeme nedir? Üretimde ana bileşenler nelerdir? Türkiye bu bileşenlerin üretiminde yeterli kapasiteye sahip mi?
Şalt malzemeleri, elektrik enerjisinin güvenli bir şekilde iletilmesi, dağıtılması ve kontrol edilmesini sağlayan ekipmanları kapsar. Bu alanda sigortalar, kontaktörler, kompakt şalterler, kesiciler ve röleler gibi kritik ürünler yer alır. X Koren olarak biz de bu ana şalt malzemelerinin üretimini gerçekleştiriyoruz. Üretimde ana bileşenler arasında manyetik sistemler, mekanik bileşenler ve akım taşıma elemanları bulunur. Ülkemiz her alanda olduğu gibi bizim sektörümüzde de önemli başarılara imza atıyor. Tabi ki gelişmiş ülkeler karşısında henüz istediğimiz yerde değiliz ancak ülkemiz bu bileşenlerin üretiminde gelişmekte olan bir konumda ve gelişimini hızla tamamlıyor, elbette bazı kritik parçaları ithal etmek durumunda kalsak da, yerli üretimi artırmak adına önemli çalışmalar yapılıyor ve biz de şirket olarak bu sürecin öncülerinden biri olmayı sürdürüyoruz.
Ülkemizin alçak gerilim şalt malzemeleri üretim sektörü, son yıllarda nasıl bir gelişim gösterdi? Bu alandaki büyüme oranlarımızı nasıl değerlendirirsiniz?
Son yıllarda Türkiye’de enerji altyapısına çok önemli yatırımlar yapılıyor, yapılan yatırımların artmasıyla şalt malzeme sektörü de büyüme kaydetti. Hem kamu hem de özel sektör projelerinde yerli üretime olan talep hızla artıyor. Özellikle sanayi bölgeleri, konut projeleri ve yenilenebilir enerji yatırımları, sektörü ciddi anlamda destekledi. Sektörümüz son beş yılda yıllık ortalama %10-15 civarında bir büyüme gösterdi. Ancak az önce de söylediğim üzere hâlâ Avrupa ve Uzak Doğu ülkeleriyle yani dünyanın birden fazla üretim destinasyonları olan global rakipler ile rekabet edebilmek için teknoloji yatırımlarımızı artırmaya devam etmemiz gerekiyor.
Sektördeki yeniliklerden bahsedebilir misiniz? Özellikle güncel ihtiyaçlara yönelik üretim süreci nasıl belirleniyor?
Güzel bir soru teşekkürler, bilindiği üzere dünya inanılmaz bir dijital değişim ve dönüşüm süreci yaşıyor ve bu süreç çok yavaşlayacak gibi görünmüyor. Tabi bu bizim sektörümüzde de yani Elektrik altyapısında da bir dijitalizasyona yol açtı ve geliştiriyor. Dijitalleşme arttıkça şalt malzemeleri de daha akıllı hale geliyor. Örneğin, uzaktan izlenebilen ve kontrol edilebilen akıllı şalt sistemleri var artık, uzaktan kumanda edilebilen akıllı ürünler günümüzde çok fazla talep görüyor. Biz de şirket olarak akıllı sigortalar, kompakt şalterler ve enerji verimliliğini artıran yeni nesil çözümler üzerine çalışıyoruz.
Firma olarak siz 2009 senesinde bir Güney Kore markası olan X Koren’i satın alarak ülkemiz ekonomisine kazandırdınız ve geliştirerek yerli üretim yapıyor ve Dünyanın farklı ülkelerine ihracat gerçekleştiriyorsunuz. Bu kapsamda sektörün genelini değerlendirecek olursanız, yerli üretimin payı nedir? İş ve pazar hacminden bahsedebilir misiniz?
Sektörün dışa bağımlı yapısını azaltmak, yerli üretimi güçlendirmek ve aslında dünya devi yerli bir marka olma amacıyla bu markayı 2019 yılında satın alarak ülkemize kazandırdık. Bu alanda yerli üreticilerin sayısı oldukça az ve pazar büyük ölçüde ithal ürünlere bağımlı hala. Ancak biz, daha kuruluşumuzdan kısa süre geçmiş olmasına rağmen gerek teknolojik yatırımlarımız, gerekse de Ar-Ge çalışmalarımız ve yine yerli mühendislerimizin emeğiyle X Koren’i global arenada rekabet edebilir seviyeye çıkardık. Bugün sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde tanınan ve güvenilen bir marka haline geldik. Tabi maalesef Türkiye’de şalt malzeme pazarının büyük bir kısmı halen ithal ürünlere dayanıyor. Yerli üreticiler olarak bugün ülke pazar payımız %30’lar civarında. Bu oranı artırmak için bahsettiğim üzere Ar-Ge yatırımları ve devlet destekleri büyük önem taşıyor. Tabi bizim gibi yerli ve milli kimliği olan, burada üretip burada istihdam sağlayan, enerji ve emeğiyle kazandığını ülkesine, ülkesinin geleceğine yatıran üreticilerin desteklenmesi önem arz ediyor, ihracatımızı artırarak hem ülke ekonomisine katkı sağlamaya hem de yerli üretimin gücünü global arenada göstermeye devam edeceğiz.
Yerli üreticiler olarak ihracatımızda öne çıkan ülkeler hangileri ve bu ülkelere ağırlıklı olarak ne gibi ürünlerin ihracatını gerçekleştiriyoruz?
Tabi bizim yola çıkıştaki amacımız tüm dünya pazarıdır. Her ülkenin alt yapısına uygun ürünler geliştirip her yerde olmayı hedefliyoruz tabi ki. Bugün özellikle Orta Doğu başta olmak üzere, Afrika’da, Avrupa’da pasifik ülkelerindeyiz. Her geçen gün bu sayıyı artırıyoruz. Öne çıkan lokomotif ürünlerimize örnek vermek gerekirse, otomatik sigortalar, kontaktörler, kompakt şalterler ve koruma ekipmanları ihracatta öne çıkan ürün gruplarımız arasında yer alıyor.
İhracattaki uluslararası payımız nedir? Bu alanda rekabet gücümüz ne durumda? Öne çıkan ülkelere göre artı ve eksi yönlerimiz neler?
Bugün sektörümüzün dünya Pazar payı yaklaşık 4 trilyon dolar, peki biz ülke olarak bu pastadan ne alıyoruz, yaklaşık 10 milyar dolar, bu tabi hala daha çok yolumuz var demek, hala çok çalışmamız gerekiyor demek. Yani şunu söylemek istiyorum. Aslında Türkiye olarak uluslararası pazarda şalt malzeme sektöründe çok çok gerideyiz. Tabi az önce de belirttiğim üzere biz ne yapabilirize odaklıyız, rekabet gücümüzü artıran en büyük faktörlerimiz, kaliteli yerli üretimimiz ve maliyet avantajlarımız. Gelişmeye, üretmeye devam edeceğiz. Ancak özellikle Avrupa ve Uzak Doğu merkezli dünyanın bir çok yerinde üretim yapan global markalar ile rekabet edebilmek için teknolojik yatırımlarımızı artırmamız şart.
Şalt malzeme üretiminde teknoloji nasıl bir rol alıyor? Dijitalleşme ve otomasyon süreçleri sektörü nasıl etkiliyor?
Teknoloji her alanda olduğu gibi artık şalt sektörünün de vazgeçilmez bir parçası. Akıllı şalt sistemleri, uzaktan izleme ve kontrol imkanı sunarak verimliliği artırıyor. Biz de fabrikamızda tam otomasyonlu üretim sistemleri ve dijital kalite kontrol süreçleriyle en güncel teknolojiyi kullanıyoruz.
Yerli üreticilerin, ithal ürünlere karşı rekabet gücündeki avantajlar nelerdir?
Yazılı ve görsel başka mecralarda da dile getiriyorum, açıkçası, bugün dünya yaklaşık 20 yıldır özellikle güvenilmez Uzakdoğu menşeli üretimlerin ve kalitesizliğin girdabında bulunuyor. Yerli üreticiler olarak en büyük avantajımız, güvenirliliğimiz ile esneklik ve hızlı üretim süreçlerimiz diyebiliriz. Ayrıca başta yerel piyasanın ihtiyaçları olmak üzere daha iyi analiz ile özel çözümler sunabilmekteyiz. Tabi döviz kurlarındaki dalgalanmalara karşı da daha dayanıklı bir yapı oluşturabiliyoruz.
Enerji sektöründeki büyüme ve gelişmeler, şalt malzeme üretimi üzerinde nasıl bir etki oluşturuyor?
Bugün malumunuz olduğu üzere dünya her alanda bir değişim/dönüşüm süreci yaşıyor, ben bunu bir nevi kabuk değişimine benzetiyorum, dünün koşulları ile bugün, bugünün koşulları ile yarın mücadele edemezsiniz diyor bize süreç. Enerji sektörüne yapılan yatırımlarda tabi şalt sektörünü doğrudan etkiliyor. Özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının artık söz sahibi olması ve yaygınlaşmasıyla birlikte, bu alanda kullanılan şalt sistemlerine olan talep de hızla artıyor. Biz de bu doğrultuda ürün portföyümüzü geliştiriyor ve genişletiyoruz.
Sizin gibi bu sektörde faaliyet gösteren firmaların, yeni yatırım planlamalarında öncelikleri nelerdir? Yerli ve global standartlara uyum sağlamak için neler yapılıyor?
Yatırımlarda tabi öncelikli hedefimiz, Ar-Ge ve inovasyon. Küresel pazarda rekabet edebilmek için hem Avrupa hem de uluslararası standartlara tam uyum sağlamak büyük önem taşıyor. Bugün dünya ticaret örgütünün ve bağlantılı bölgesel tüm akredite kuruluşların zorunlu kıldığı sertifikasyonlara sahibiz. Yetinmedik uluslararası akreditesi olan bir laboratuar kurduk. Şirket olarak bu kapsamda sürekli iyileştirme ve kalite kontrol süreçlerine büyük önem veriyor, yatırımlar yapıyoruz.,
Son olarak değerlendirecek olursak; gelecekte ne gibi yenilikler bizi bekliyor? Firmalar değişime hazırlıklı mı? Bu alanda iş gücü ve nitelikli personel temini hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Yakın gelecekte dijitalleşmenin ve yapay zekâ destekli sistemlerin sektörümüzde daha da yaygınlaşacağını öngörüyoruz. Ancak nitelikli iş gücü konusunda diğer sektörlerde olduğu gibi bizim sektörümüzde de sıkıntılar var. Teknik bilgiye sahip, iyi eğitim almış mühendis ve teknikerlere ihtiyacımız giderek artıyor. Gençlerimizin bu alana yönlendirilmesi ve mesleki eğitimin güçlendirilmesi gerekiyor. Biz elimizden geldiğince bu konuda üniversiteler ve meslek liseleriyle iş birliği yapmaya büyük önem veriyoruz. Aynı zamanda yerli ve milli üretim anlayışımızı daha ileriye taşıyarak, ülkemizi bu alanda küresel bir güç haline getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Geleceğe umutla bakıyor ve elektriğin olduğu her yerde var olmayı sürdürüyoruz…